top of page

Oturarak Boş Zaman Geçirme ve Kanser Riski

Yazarın fotoğrafı: Gülhan Erdem SubakGülhan Erdem Subak

Son yıllarda, insanların boş zamanlarında bilgisayar kullanma, televizyon izleme, ulaşım ve diğer faktörler gibi teknolojinin faydalarını kullanırken oturarak geçirdikleri süre dramatik şekilde artmıştır. Fiziksel aktivite yönergelerini karşılayan pek çok kişi, geri kalan uyanıklık sürelerinin büyük bir kısmında oturmaktadır. Bu nedenle, son yıllarda fiziksel inaktiviteden daha farklı bir davranış olan "oturma" ile geçen zamanın sağlık üzerinde meydana getirdiği sonuçlar incelenmeye başlanmıştır. Aslında bir çok epidemiyolojik araştırma, oturma süresinin diğer nedenlerden ve kronik risk faktörlerinden (kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve bazı kanser türleri gibi) bağımsız olarak erken ölüm ile ilişkisi olduğunu göstermiştir.


Fiziksel aktivitenin kanser önleme ile ilgili yararları iyi belgelenmiş olmakla birlikte, oturma süresi ile kanser riski arasındaki ilişkiyi destekleyen kanıtlar henüz emekleme aşamasındadır. Patel ve Craft (ACSM üyeleri), Amerikan Kanser Derneği'nin Kanser Önleme Çalışması-II (CPS-II) Beslenme Topluluğu'ndaki verileri kullanarak, oturarak geçirilen boş zamanın total ve bölgesel kanser risklerini detaylı şekilde analiz etmiştir. Aynı ekip bir önceki çalışmasında (Patel ve ark, 2010) erkek ve kadınların oturma süreleri ile ölüm oranı arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Bu çalışmada ise kadınlarda kanserden ölüm riski ile oturma süreleri arasındaki ilişki araştırılmıştır.


Bu çalışmada, CPS-II topluluğundan (Cancer Prevention Study) kanser tanısı konulmamış 69,260 erkek ve 77,462 kadın 1992 yılından itibaren çalışma yılına kadar (2009) kanser insidansı için takip edilmiştir. Bu süreçte 18,555 erkek ile 12,236 kadına kanser tanısı konulmuştur. Kadınlar arasındaki total kanser riskinin 6 saat ve daha fazla oturanlarda, 3 saatten az oturanlara göre %10 daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. 17 birey ile yapılan daha ileri analizler, multipl miyelom, invaziv meme kanseri ve yumurtalık kanseri ile oturma süresi arasında pozitif bir ilişki olduğunu göstermiştir. Araştırma ekibi, erkekler için yaptıkları analizlerde belki cinsiyet farkıyla ilişkili olarak veya belki de analizlerdeki kısıtlılıklar ile ilişkili olarak, kadınlarda görülene benzer şekilde oturma ile kanser arasındaki ilişkiyi gösterememiştir. Patel ve Craft, oturma süresi ve kanser ilişkisi üzerine daha fazla araştırmalar yapılması gerektiğinin altını çizmektedir.


ACSM ve Amerikan Kanser Derneği de dahil olmak üzere bazı fiziksel aktivite rehberleri, oturma zamanını mümkün olduğunca kısıtlamayı önermektedir. Bununla birlikte, tavsiye edilen fiziksel aktivite düzeylerinin karşılanmasıyla birlikte oturma süresini azaltmanın yararlarını daha iyi anlamaya ihtiyaç vardır. Genel halkın ve medyanın geniş çaptaki ilgisiyle beraber, özellikle fiziksel olarak inaktif yaşayan büyük oranlar arasında, uzun süreler boyu oturmanın sağlık üzerine olan etkilerinin anlaşılması için mesajlar verme yoluyla nüfus sağlığının iyileşmesi için bir fırsat yaratılabilir.


Kaynaklar:

  1. Patel, A. V., Bernstein, L., Deka, A., Feigelson, H. S., Campbell, P. T., Gapstur, S. M., . . . Thun, M. J. (2010). Leisure Time Spent Sitting in Relation to Total Mortality in a Prospective Cohort of US Adults. American Journal of Epidemiology, 172(4), 419-429. doi:10.1093/aje/kwq155  (Buradan ulaşabilirsiniz)

  2. Patel, A. V., Hildebrand, J. S., Campbell, P. T., Teras, L. R., Craft, L. L., McCullough, M. L., & Gapstur, S. M. (2015). Leisure-Time Spent Sitting and Site-Specific Cancer Incidence in a Large U.S. Cohort. Cancer Epidemiol Biomarkers Prev, 24(9), 1350-1359. doi:10.1158/1055-9965.epi-15-0237 (Buradan ulaşabilirsiniz)

  3. Amerikan Spor Hekimliği Koleji (ACSM)

0 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page